Kapari bitkisinin bioaktif, farmakolojik etkileri ve nörodejeneratif hastalıklarda kullanımı

Kapari olarak bilinen Capparidaceae ailesine ait bitki türleri başlıca dünyanın sıcak bölgelerinde yaygın olup, Capparis spinosa (C. spinosa), Capparis ovata (C. spinosa) ve Capparis decidua (C. deciduas) terapötik ve besinsel özellikleri yönünden en yaygın araştırılan türleridir. Bitki yapısında birçok fitokimyasal içermekte olup, farmakolojik ve terapötik etkilerinden dolayı halk arasında birçok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır. İçeriğinde alkaloidler ve fitosteroller, flavanoidler, fenolik asitler, glikosinolatlar, antioksidanlar, quarterner amonyum bileşikleri ve vitaminlerin bulunduğu tespit edilmiştir. Kapari bitkisinin yaprak ve tomurcuklarının fenolik bileşiklerden oldukça zengindir. Bu bileşikler serbest radikal süpürücü özelliklere sahiptir ve içerdiği fenolik bileşikler önemli bir fitokimyasal antioksidan grubunu oluşturmaktadır. C. spinosa önemli miktarda rutin ve quercetin içermektedir. Yapılan çalışmalarda kaparinin analjezik, anti-inflamatuar, antioksidan, antitümöral, diüretik, antidiyaretik, hipoglisemik, balgam söktürücü, antibakteriyel, antialerjik, antihipertansif, antifungal, antihiperlipidemik etkileri gösterilmiştir. Bu etkilerinin yanı sıra kapari ailesine ait bitki türlerinin sinir doku üzerinde görülen ve tedavi olanaklarının sınırlı olduğu bazı nörodejeneratif bozukluklarda etkilerinin olduğu da son yıllarda bildirilmektedir. Kapari türlerinin sedatif, antikonvülsant, analjezik, antiepileptik etkilerinin olduğu, ve multiple sclerosis, Alzheimer ve diğer merkezi sinir sisteminin nörodejeneratif tipte hastalıklarında faydalı ve tedavi edici etkilerinin olduğu rapor edilmiştir. Yapılan çalışmalar ve bunların sonucu capari bitkisinin bu tip bozukluklarda umut vaat eden alternatif bir tedavi aracı olarak kullanılabileceğini göstermektedir.